Senaryoyu Yazan Vedat Türkali 35 Yıllık Hikayeyi Anlattı
Beren Saat’in başrolünü oynadığı “Fatmagül’ün suçu ne?” dizisindeki tecavüz sahnesi çekimlerin yapıldığı günlerden beri medyanın ve dolayısıyla da kamuoyunun gündeminde.
Radikal’in haberine göre, ilk önce medyada sahnenin çekimleri öncesinde Beren Saat’in psikolojik danışmanlık desteği aldığı haber oldu. Sonra sahnenin filmdekinden daha az şiddet içerdiği. Ardından sahne dizinin ilk bölümünde yayınlandı ve internette bir fenomene dönüştü. Tık rekorları kırdı.
Dizi her hafta reyting listelerini altüst edip en güçlü rakibi olan Kurtlar Vadisi Pusu’yu ezerken medyada şiddet, tecavüz gibi konular da tartışılmaya başlandı.
Ancak görünen o ki tartışma hiç de yeni değil. 35 yıldır kamuoyu Fatmagül’ün ‘suç’unu tartışıyor.
YıL 1975 Orhan Gencebay VE BATSıN BU DÜNYA
Aslında tartışma 1975 yılında Orhan Gencebay’ın başrolleri Müjde Ar ile paylaştığı Batsın Bu Dünya filmi ile başladı. Yönetmenliğini Osman Seden’in yaptığı filmde “babası gibi bildiği bir işadamının oğlu topraklarında çalışan bir kıza tecavüze kalkınca bu işi temizlemek” Orhan Gencebay’a düşer. Tecavüze uğrayan kızla 6 ay evli kalıp boşanacak olan Orhan, birlikte oldukları zaman içinde Müjde’ye aşık olur.
Filmin künyesinde senaryo yazarı olarak Erdoğan Tünaş yazar. Ancak bir sorun vardır. Filmin hikayesi başka bir sinemacıdan çalınmıştır ve konu uzun yıllar sürecek bir davaya neden olacaktır.
FATMAGÜL’ÜN YAZARı Vedat Türkali ANLATıYOR
Türk edebiyatının en güçlü kalemlerinden, Yeşilçam sinemasına yıllarca senarist olarak hizmet etmiş usta yazar Vedat Türkali’nin yazdığı bir öyküdür aslında Fatmagül’ün hikayesi.
Radikal 2’den Güldal Kızıldemir’e hikayeyi film yapamamasını şöyle anlatıyor Vedat Türkali:
“Fatmagül’ün hikayesini, güneyde, Fethiye’de buldum ben. istanbul’a geldim, Lütfü Akad’a anlattım. Hiç unutmuyorum, bizim evde kahve içiyorduk, iki üç cümleyle anlattım. iyi bir filmin konusu iki üç cümleyle anlatılır. Lafı uzatıyorsanız ortada iyi bir hikaye yok demektir. Lütfü durdu. “Bu hikaye fazla güzel Abdülkadir; nefis bir hikaye. Bunu ben yapayım” dedi. Olmaz dedim, “Bu filmi ben yapacağım.” Rahmetli yapımcı Naci Duru’ya da kabul ettirdim. Heyecanla işe başladık, yarışmalar düzenledik Oyuncuları seçtik. Bu arada da senaryoyu da yazdım Ankara’ya, Sansür Kurulu’na yolladım.
SANSÜR KURULU SENARYOYU REDDETTi
Öyleydi o zaman, senaryoyu Emniyet Genel Müdürlüğü’ne bağlı kurula yolluyorsunuz onay için. Haber geldi ki, kurul senaryomu ittifakla reddetmiş. Böyle bir olasılık hiçbirimizin aklına gelmemişti. Prodüktör Naci Bey, bize inanarak yatırımlar yapmış. Bütün hazırlıklar tamam. Çekim için Fethiye’ye gideceğiz. Naci beyin ağlamaklı üstelemesiyle kalktım Ankara’ya gittim; sansürcülerle konuşup kararı değiştirteceğim! işin başında bir kadın vardı, polis komiseriymiş. Hukuku bitirmiş. Beni karşısında görünce “Haa, siz misiniz o senaryonun yazarı?” dedi. “Evet” dedim.
GEREKÇE: “HiÇBiR ERKEK ARKADAŞıNıN TECAVÜZ ETTiĞi…”
Kadın şöyle bir baktı “Hiç bir Türk erkeği, arkadaşlarının tecavüz ettiği kızla evlenir mi?” dedi. Dedim ki “Hanımefendi, siz de bilirsiniz, toplu olarak bir suç işlendiğinde, bunlardan biri bağışlanırsa hepsi birden beraat eder. Bu bir genel hukuk kuralıdır. Ben kafamdan uydurmadım, Türk Ceza Yasası’nda da bu madde var. Ona dayandım.” Bir durdu şöyle bir bana baktı “Biz kanunda olan her şeye müsaade ediyor muyuz?” dedi.”
GENCEBAY KiMiN SENARYOSUNDA OYNADı?
Vedat Türkali filmi çekmekten vazgeçer mecburen. Ama Yeşilçam’ın boş durmaz. iyi bir hikaye bulunmuştur, filmi çekilmelidir.
Türkali anlatmaya şöyle devam ediyor:
“Bir gün Bodrum’da oturuyorduk. Bizim rahmetli sinemacı Hürrem Erman geldi, sansür üstüne dertleşiyoruz. Ben de benim olaydan açtım, konuyu da anlattım. Bir durdu bu. ”Hoca yaa,” dedi, “şu sırada Ayvalık’ta biz bu filmi çekiyoruz”. “Nasıl çekiyorsunuz?” dedim. “Bayağı çekiyoruz” dedi, “işte tam bu anlattığın konuyu çekiyoruz, ben setten geldim buraya”.
Aslında şöyle olmuştur: Lütfü Akad, Hürrem Erman’la da birlikte çalışmaktadır. Hürrem Erman Türkali’nin senaryosunu duyar, çok beğenir. Filmi bize yapsa derler. Ancak Lütfü Akad Türkali’nin kendisinin çekmek istediğini söyleyince birlikte çalıştıkları senarist Erdoğan Tünaş’a alelacele bir senaryo yazdırırlar ve ortaya ‘Batsın Bu Dünya’ filmi çıkar. Başrollerinde Orhan Gencebay ve Müjde Ar oynar.
Türkali mahkemeye verir yapımcıyı. Mahkeme de yıllarca sürer. Basına bir süre malzeme olur ancak yıllar geçtikçe kamuoyunun ilgisi azalır davaya.
YıL 1986 FATMAGÜL BEYAZ PERDE’DE
Sonunda davayı Türkali kazanır. Güldal Kızıldemir’e “Hem yönetmenlik hem de senaristlik ücretimi aldım.” diyen Türkali 1985 yılında yönetmen Süreyya Duru’nun teklifini kabul eder ve hikayesini kendi çekmekten vazgeçer. Hülya Avşar ile Aytaç Arman’ın başrollerini paylaştığı filmi Duru yönetir.
Filmde senaryoya göre çok bariz hatalar vardır Türkali’ye göre ama Fatmagül rolünün Hülya Avşar tarafından oynanmasından memnundur.
YıL 2010 ŞiŞME FATMAGÜL BEBEĞİ
Hülya Avşar’ın oynadığı filmden 24 yıl sonra Beren Saat’in oynadığı dizi o kadar popüler olur ki para kazanmak isteyenler tecavüz gibi bir insanlık suçunu kazanca tahvil etmekten utanmazlar. Şok gazetesinin haberine göre şişme Fatmagül bebeği imal etme kararı alan bir şirket slogan olarak “ister koynuna al yat, ister tecavüz et!” cümlesini kullanır.